BEYAZ GÜRÜLTÜ (WHITE NOISE)

Büşra İnan

Amerika’nın önemli roman, deneme ve oyun yazarlarından Don DeLillo, White Noise [Beyaz Gürültü] (1985) adlı romanıyla büyük bir okur kitlesinin dikkatini çekmiş ve bu eseriyle “National Book Award for Fiction” ödülünü kazanmıştır. Beyaz Gürültü Amerikan aile yapısını, yaşamını ve tüketici toplumunu anlatırken aynı zamanda teknolojiyi, medyayı ve kimyasal maddelerin insan yaşamını nasıl etkilediğini gösteriyor. DeLillo’nun kitabı üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm “Dalgalar ve Radyasyon” [“Waves and Radiation”] olarak adlandırılmış. Bu bölümde Jack Gladney ve ailesi anlatılıyor. Jack Gladney üniversitede profesördür. Zengin ve statü sahibi Jack, başarısız bir insan olmaktan korkmaktadır. Üniversitede “J.A.K. Gladney” olarak takma adı vardır. Ölüm korkusu onun diğer korkusudur ve romanda adı geçen ölümcül kimyasal Niyodin T’ye (Nyodene Derivative) maruz kalması bu korkunun temelinde yatmaktadır. İkinci bölüm “Havadan Gelen Toksik Tehlike” [“The Airborne Toxic Event”] olarak adlandırılmıştır. Burada bir tren kazası sonucu ortaya çıkan bu ölümcül kimyasal Niyodin T’nin havaya ve çevreye nasıl yayıldığı anlatılır. Bu kimyasal madde yayıldığında çevrede kapkara bulutlar oluşmuştur. Dahası, bu madde havada rüzgarın etkisiyle her yere ulaşma gibi bir güce sahiptir. Bu yönüyle madde, hem doğanın hem de insanların yaşamını büyük bir tehlikeye sokmaktadır. Artık anlaşılır ki bütün insanların yaşamı ve çevre tehlike altındadır. Kimyasal bir maddenin hava yoluyla taşınıp veya sulara karışıp insanlara bulaşması ve doğayı tahrip etmesi, bu kimyasal maddenin insanlara bulaştıktan sonra onların ölümüne bile sebep olacak kadar büyük bir güce sahip olması… İşte DeLillo’nun romanının günümüzde dahi etkisinin sürüyor olması bu olay örgüsünün sayesindedir. Romanda Niyodin T’nin insan vücudunda otuz yıl kalabileceği ve insanların üzerindeki nihai sonuçların on beş yıl içerisinde ortaya çıkacağını söyleniyor. Bu yüzden de bu maddeye maruz kalanlar için ölüm çok yakındır. Niyodin T’nin bir insana bulaştıktan sonra vücuttan atılması imkansızdır. Önceleri Jack Gladney Niyodin T’nin onu etkileyebileceğini aklının ucundan bile geçirmez. Zengin, güçlü ve statü sahibi bir insana böyle bir kimyasalın bulaşabileceğine ihtimal bile vermez. Jack, böyle bir kimyasalın sadece “fakir” insanlara bulaşabileceğini düşünür. Kurban ve zayıf olarak görür onları. Onun düşüncesinde “Sosyal Darwinizm” in izleri vardır. “Sosyal Darwinizm” sosyal ve ekonomik olarak güçlü olanın güçsüz olanı ezmesidir ve bu hakkı kendinde görmesidir. Bu bağlamda hayat koşullarına uyum sağlayabilenin yaşama hakkına sahip olduklarını düşünmesidir. Bu teoriye göre zengin olan insanların yaşamaya hakkı vardır ama fakir olan insanlar için bu söz konusu bile değildir. Ekonomik, sosyal, entelektüel ve statü açıdan güçlü olanın yine aynı açılardan güçsüz olanı yenebileceği bir ortam vardır. Doğal olarak, Jack de zengin, güçlü ve statü sahibi bir insan olarak yaşama hakkını kendinde görür. Bu kimyasal maddenin kendine ulaşamayacağından emindir ama yanılıyordur. Bu gerçekle yüzleşmesi uzun sürmez. Kimyasal maddelerin bir insana bulaşması insanın gücüne, zenginliğine ve statüsüne bakmaz. Jack de öğrenir ki o da bu zehirli ve ölümcül kimyasal maddeye maruz kalmıştır. İşte burada Jack bu gerçekle yüzleşir. Ne kadar güçlü ve zengin olursan ol, kimyasal maddenin bulaşması bu zenginlik ve güç kriterlerine bakmaz.
Beyaz Gürültü’nün [White Noise] diğer temel konularından biri ölüm korkusudur. Jack’ın bu kimyasala maruz kaldıktan sonra ölüm korkusu daha da artar. Çünkü “Nyodene Derivative” bulaştığı kişinin ölümüne neden olabilir. Jack bu ölüm korkusuyla yaşamaya başlar. Ölüm korkusu yüzünden hayatından zevk alamaz hale gelir. Çünkü ölüm korkusu bütün insani duygularını bastırmıştır. Babette, Jack’in “Nyodene Derivative” maruz kaldığını öğrenince “Nasıl hissediyorsun, Jack ?” sorusunu çoğu kez sorar. (DeLillo 236). Bu da her an ölüm korkusunu hissettiklerini gösterir. Jack’in öleceğini bilmesi hayatında amaçsızlığa yol açar. Bu kimyasal yüzünden öleceğini bilmesi onu çok korkutuyordur. Jack şunu söyler : “Hayatı eksik kılan şey ölümdür” der. (DeLillo 284). Ölüm korkusu kitabın ana temalarından birisidir. Aslında kitabın başlığı ölüm konusuna çağrışım yapıyor. Beyaz Gürültü [White Noise], insanları dinlendirici, rahatlatan ve yatıştıran bir sestir. Bu ses insanların daha kolay uykuya dalmalarına yardımcı olur. Bu uykuyu “Sonsuz Uyku” olan ölümle bağdaştırabiliriz.
Kitapta dikkat çeken diğer bir konu ise teknolojinin insanların hayatlarındaki yeridir. Televizyon, medya, radyo ve bunların gürültüleri… Teknoloji insanların hayatında o kadar büyük bir yer edinmiştir ki teknoloji olmayan bir yaşam hayal edilemiyor. Gerçekten teknolojinin insanlar üzerindeki etkisini azaltmak imkansız gibi görünüyor. Bu kimyasal olaydan sonra insanlar bütün bilgileri televizyon, radyo gibi teknolojik aletler aracılığı ile öğreniyorlar. Örneğin, hava durumunu öğrenmek için de doğayı gözlemlemek yerine sadece televizyondaki bilgilere güveniliyor. Teknoloji insanların hayatlarını kontrol altına alıyor.

Delillo’nun eleştirdiği diğer konulardan biri ise tüketim çılgınlığı ve tüketici toplumdur. Jack ve ailesi canları sıkıldığında kendilerini alışveriş merkezinde buluyorlar. Alışveriş yapmak ve daha çok eşyaya, kıyafete, yiyeceğe sahip olmak insanların statüsünü belirleyen bir kriter haline geliyor. Zengin olmak ve sahip olunan şeyler insanların statüsünü belirliyor. Delillo da bu tüketim çılgınlığını eleştiriyor. Bu aşırı tüketim insanlarda bağımlılık etkisi yaratıyor. İnsanlar ihtiyacı olmayan şeyleri alması zenginliklerinin, güçlerinin ve statülerinin bir göstergesi oluyor ve insanları rahatlatan bir aktivite olarak görülüyor ama maalesef tüketimin sonu yoktur. İnsanlar memnun olmak yerine hep daha fazla şeye sahip olmak isterler. İşte bu da tüketim toplumunu oluşturur ve tüketim çılgınlığı yaratır.
Kitabın son bölümü “Dylarama” olarak adlandırılmıştır. Bu bölümde Jack’in eşi Babette’nin “Dylar” adlı bir ilacı kullanmaya başlaması anlatılır. Jack bu ilacın gizli bir grup tarafından ölüm korkusunu azaltmak için oluşturulduğunu söyler. (DeLillo 228) Babette’nin bu ilacı kullanma sebebi onun da ölüm korkusunu azaltmak veya unutmak istemesidir. Jack de ölüm korkusunu yatıştırmak için kullanmak ister ama Babette buna izin vermez çünkü Babette şunu söyler : “Dylar benim için bir hataydı ve ben bu hatayı senin de yapmana izin vermeyeceğim.”(DeLillo 225) Bu ilaç, “Nyodene Derivative” kimyasalı gibi kısmi felce, beyinde veya vücutta anormalliklere hatta ölüme neden olabilir. Kitabın sonunda Jack ölüm korkusunu yener ve fikirleri değişmeye başlar. Hayatın önemini anlar. Hayatın bu kadar çok korkarak yaşanmayacak kadar kıymetli olduğunu görür. Hayat her halükarda devam ediyordur ve hayatı kendi akışına bırakması gerektiğini düşünür. Jack böylelikle hayatın değerini anlamış olur. Jack ve Babette gün batımını izlemeye gider. Artık Jack hayatını istediği gibi yaşayacaktır ve hayatından zevk alacaktır. Ve Jack bazen mucizelerin çok muhtemel olarak olabileceğine inanmak ister. Jack tamamen umudunu yitirmemiştir. Artık ölümü düşünerek yaşamayı değil de, hayatını istediği gibi yaşayarak ve hayatından zevk almaya çalışarak yaşamayı tercih eder.

KAYNAKÇA

DeLillo, Don. Beyaz Gürültü (White Noise). Penguin Classics, 1985. 225. Print.
DeLillo, Don. Beyaz Gürültü (White Noise). Penguin Classics, 1985. 228. Print
DeLillo, Don. Beyaz Gürültü (White Noise). Penguin Classics, 1985. 236. Print.
DeLillo, Don. Beyaz Gürültü (White Noise). Penguin Classics, 1985. 284. Print.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Türkiye'nin en iyi hd film izle sitesi.
Seo'nun en iyisi Ankara Seo danışmanlığı
Türkiye'nin en iyisi replika saat